Kendini Sürekli Başkalarıyla Kıyaslamak Yaşamın ilk yıllarından itibaren, konuşmayı öğrenmekten herhangi bir ortamda nasıl hareket edeceğimize kadar pek çok davranışımızı geliştirmek için başvurduğumuz yollardan biri de insanları gözlemlemektir. Kişiliğimize, yeteneklerimize ve başarımıza yönelik kendi öz değerlendirmemizi yapabilmek için de yine başkalarına bakmayı; onlarla kendimizi kıyaslamayı tercih edebiliriz. Örneğin; bir iş ortamında ne kadar işbirlikçi olduğumuzu, kendimizi diğer çalışma arkadaşlarımızla kıyaslayarak öğrenebiliriz ya da yaptığımız bir yemeğin ne kadar lezzetli olduğunu başkaları tarafından yapılan yemekleri de tadarak anlayabiliriz. Kendimi Herkesle Kıyaslıyorum Özellikle iki durumda kendimizi diğerleriyle karşılaştırma ihtiyacını duyabiliriz. Bunlardan birisi kendi değerlendirmemizden emin olamadığımız zamanlarda gerçekleşir. Örneğin; yabancısı olduğumuz bir kültürde hangi davranışımızın sıcak ve olumlu kabul edileceğini anlamak için, kendi davranışlarımızla o kültürden insanların davranışlarını karşılaştırabiliriz veya bir konudaki mesleki etik değerlerimizin ne kadar doğru olduğundan emin değilsek diğer meslektaşlarımızın fikirlerini almak isteyebiliriz. Sonuç olarak bu yolla yeni şeyler öğrenmeye devam edebilir, bir konuda kendimizi geliştirebiliriz. Kıyaslamaya başvurmamızın bir diğer nedeni de yeteneklerimiz ve performansımızla ilgilidir. Diğerleriyle kendimizi kıyasladığımızda hem başarımızı ölçebilir hem de kendimizi geliştirmek için motive edebiliriz. Örneğin; müzik kulağının iyi olmadığını düşünen bir çocuk, bazı notaları okul korosundaki diğer arkadaşlarından daha iyi yakalayabildiğini fark ederse; bu, onun çok sevdiği koroya devam etmesini ve daha güzel şarkı söyleyebilmek için daha istekli bir şekilde çalışmasını teşvik edebilir. Kendimizi Kimlerle Kıyaslarız? Öncelikle kendimizi kıyaslamayı tercih ettiğimiz kişiler, bizim önemli bulduğumuz alanlarla ilgilenen insanlardır. Örneğin; bizim için cesaret sahibi olmak fiziksel olarak çekici olmaktan daha önemliyse, her ne kadar iki özellik de genellikle olumlu kabul görse de kendimizi cesaretli davranışlarıyla bilinen kişilerle kıyaslarız. Ya da örneğin; sporla hiç ilgilenmiyorsak, bu konuda başarılı bir kişiyle kendimizi karşılaştırmaya da gerek duymayız. Kendimizi kıyasladığımız kişileri seçerken dikkat ettiğimiz bir diğer şey ise, o kişilerin bizimle benzerliğidir. Bu benzerlik yaş grubu, cinsiyet, etnik köken gibi kişisel özelliklerde aranabileceği gibi yapılan bir işteki performans düzeyinde de bulunabilir. Örneğin; denizde kendi akranlarımızla yüzme yarışı yaparken onları geçmek bizi keyiflendirebilir; ama aynı yarışmayı bizden yaşça daha genç ve dinamik insanlarla yapmayı tercih etmeyebiliriz veya kendimizi başarılı bir yüzücüyle kıyaslamak aklımıza dahi gelmeyebilir. Kendimizi Diğerleriyle Kıyaslamanın Etkileri Bahsedilmesi gereken önemli faktörlerden biri kıyaslamanın yönüyle ilişkilidir. Yaptığımız karşılaştırma yukarı ya da aşağı doğru olabilir. Kendimizi belli bir alanda bizden daha iyi performansa sahip kişilerle kıyaslayabileceğimiz gibi daha zayıf performans gösterenleri de tercih edebiliriz. Bu iki durumun bizdeki etkileri bireysel farklılıklarımıza göre değişebilir. Örneğin; kendimizi daha iyi bir performansa sahip kişilerle kıyaslamayı tercih ettiğimizde, eğer o alandaki becerilerimizi geliştirmeye yönelik bir hedefimiz ve inancımız varsa, bu kişiler bize ilham ve motivasyon kaynağı olabilir. Eğer değişim için çok geç olduğunu düşünüyorsak da örneğin; ehliyet alabilmek için yaşımızın çok büyük olduğu gibi bir fikre sahipsek, bu kıyaslama başarısız veya değersiz hissetmemize neden olabilir. Benzer şekilde daha zayıf performansa sahip kişileri gözlemlediğimizde ise, bulunduğumuz pozisyondan memnuniyet duyabileceğimiz gibi; o kişileri küçümseyici davranışlar da gösterebiliriz. Görüldüğü gibi her iki tercihin de olumlu ve olumsuz sonuçları olabilir. Kendimizi kıyasladığımız kişilerin sayısı da kıyaslamanın etkileri üzerinde belirleyici olabilir. Örneğin; kısıtlı bir kontenjanı bulunan bir iş kolundaki başvuru sayısı arttıkça, kişiler kıyaslama yapmaya daha az gerek duyabilirler. Başvuran kişi sayısı azaldığında ise, işe alınacak çalışan sayısı aynı olmasına rağmen, kişiler arası kıyaslama önem kazanabilir ve dolayısıyla kişiler mülakattaki görüşmelerinin iyi geçmesi için daha çok çaba sarf edebilirler. Kıyaslamanın etkisini belirleyen bir diğer faktör de kıyaslamanın yapıldığı alandaki standarda yakınlıktır. Bir standarda yaklaştıkça kıyaslamanın yaratacağı endişe de artabilir. Örneğin; birincinin ödüllendirileceği bir spor müsabakasında, 2. ve 3. sıradaki kişiler arasındaki gerilim sıralamanın sonundaki kişilere oranla daha yüksek olabilir. Standart noktadan uzaklaştıkça kişilerin başarı motivasyonları zayıflayabilir. Kıyaslamanın etkisi, bağlama göre de değişebilir. Örneğin; ortalama başarıya sahip bir öğrenci, görece daha başarılı öğrencilerin olduğu bir okulda eğitim gördüğünde akademik olarak kendini daha yetersiz hissedebilir. Buna karşılık ortalamanın altında başarıya sahip öğrencilerden oluşan bir okulda ise, aynı öğrencinin akademik doyumu artabilir. Tüm bunları değerlendirdiğimizde kıyaslama yapmanın sadece olumlu ya da olumsuz bir davranış olduğunu söyleyemeyiz. Bu yüzden kıyaslama yaparken bunun sizi nasıl etkileyeceğini değerlendirmek önemli olacaktır. Yaşantı Psikoloji Kategori: Kişisel Gelişim Geri Dön