İstismar edici bir ilişkide kapana sıkışmak Radyo ve TV’lerden ebeveynlere, eğitimcilere, iş verenlere, toplum sözel ve duygusal tacizle doludur. Tıpkı fiziksel istismarın vücuda verdiği zarar gibi, sözel istismar da ruhu derinden yaralar. Sözel veya duygusal olarak istismar eden bir ailede büyüdüyseniz, istismara maruz kaldığınızda fark etmeyebilirsiniz. Sözel veya duygusal istismarın ardında, diğer insanın duygu ve davranışları üzerinde güç sahibi olmaya ve diğerini kontrol etmeye yönelik arzu vardır. Sözel istismar şunları içerebilir: Huzursuz, sabırsız ve tartışmacı olmak, Suçlayıcı öfke, öngörülemeyen öfke, düşmanca davranış, patlamalar, kıskançlık, İstismarcının davranışları için diğerini suçlamak, Talepkar olmak, emir vermek ve / veya Eleştirel ve yargılayıcı olmak. Sözel istismar aynı zamanda duygusal istismardır, ancak duygusal istismar sözel olarak görünmeyebilir. Genellikle duygusal istismar, daha açık olan sözel istismardan daha ince ve gizlidir. Duygusal istismar şunları içerebilir: Empati eksikliği, Kısıtlama ve geri alma, Diğerini nazik görünerek etiketlemek (Örn. ”Tatlım, sen sadece kötü bir şoförsün.”), Diğerinin düşünce ve duygularını küçümsemek, Partnerine değil, diğerlerine iyi davranmak, Rekabetçi olmak, Mağdur gibi davranmak ve / veya Hazır cevaplık veya küçültücü şakalar. Sözel veya duygusal istismara maruz kalan kişinin, istismara kendisinin yol açmadığını ve herhangi bir istismar türünün mazeret veya gerekçesinin olmadığını anlaması hayati önem taşır. İstismar eden kişinin, bu davranışlarına sizin yol açmadığınızı anladığınızda, sizin ne kadar incindiğinizi ve bakış açınızı anlaması için yapabileceğiniz bir şey olmadığını da fark edebilirsiniz. Akılcı bir tartışma yapmanın yolu yoktur. Bir kişi, bir başkası üzerinde güç ve kontrole sahip olduğunda, bunu anlamak veya çözmek istemez. İstismar, güçsüz hissetmekten, korku, yalnızlık, gönül yarası ve başkalarına karşı çaresizlikle başa çıkmamaktan kaynaklanır. İstismar eden kişiler, başkalarının istediklerini yapmalarını sağlama konusunda kontrol sahibi olmak ister, böylelikle kendi acı verici duygularını hissetmek zorunda kalmazlar. Bir şeyleri konuşmaya çalışmak genellikle yapmak istedikleri son şeydir. Sadece, kendi bildikleri yolla kazanmak isterler. Ancak, sözel istismar davranışlarının mağduru olmamak için yapabileceğiniz şeyler var (Fiziksel istismar başka bir konudur. Sizin veya çocuklarınız için fiziksel olarak tehlikeli bir ilişkiyi bırakmanın bir yolunu bulmak zorunludur) “The Verbally Abusive Relationship” kitabının yazarı Patricia Evans, istismar eden kişilerin gerçekte istediklerinin bağ kurmak olduğunu belirtir. Çünkü kendileriyle- kendi duygularıyla ve ruhsal bir rahatlık ve rehberlik kaynağıyla- kopuk oldukları için başka bir insanla bağ kurmak konusunda çaresizdirler. Ancak onlar için bağ kurmak, karşılıklılık ve bakıma dayalı otantik bağlantıdan ziyade mülkiyet gibidir. Bir istismarcıyı açıklamak, savunmak, anlamaya veya uymaya çalışmakla meşgul olduğunuzda, tacizciye ne istediğini- belli bir düzeyde bağlantı verirsiniz. Yanıtınızla bu durumu besleyebileceğinizi bilmek önemlidir. Ayrılmak için hazır değilseniz, herhangi bir istismar düzeyi olduğunda istismarcı ile hiçbir şekilde bağlantı kurmamayı denemek isteyebilirsiniz. Kötü niyetli herhangi bir etkileşimden tamamen kurtularak ya da en kötüsü, “Ne?” diyerek ve ardından “mutlu bir şarkı” (etkileşimi düşünmeyi durdurmak için zihninde söylediğin basit bir şarkı) söyleyerek bırakarak etkileşimi düşünerek), kötüye kullanım döngüsünü durdurma şansınız olabilir. Bu eylemi kendi adınıza gerçekleştirmenin zorluğu hem fiziksel hem de enerjisel olarak ayrılmayı öğrenmek- mutlu bir şarkı söylemenin bu kadar önemli olmasının nedeni. Şarkı söylemek sizi, tepkisel programlanmış sol beyin yaralı benliğinizden ruhsallıkla bağlantılı sağ beyninize yöneltir, enerjisel olarak etkileşime girmenizi engeller. Bu şekilde bağlantıyı koparmak, ilişkinizin iyileşeceğini garanti etmiyor olsa da ayrılmaktan başka sahip olabileceğiniz tek şey olabilir. Belki de denemeye değerdir. Çeviri: Psychcentral Uzman Psikolog Filiz Koçak Kategori: İlişkiler Geri Dön