Evliliklerde İletişimi Güçlendirmenin 10 Yolu Evli çiftler için etkili iletişim sanatını öğreten birçok kitap ve makale mevcuttur. Bazı çiftler belirtilen teknikleri uygulayarak, birbirlerine daha derinden güvenme ve güçlü iletişim kurma yeteneklerini geliştirebilmektedir. Ancak çoğu zaman bu tekniklere hakim olmak için gösterdikleri samimi çabalarına rağmen, çiftler hala söylediklerini ve duyduklarını yanlış anlamaya devam ediyor. "Kırk yıldır çiftlere terapi veriyorum. Günümüzde, bu kadar mükemmel rehberlik hizmetleri mevcutken, neden bu kadar çok insanın iletişimde zorlanmaya devam ettiği sorusuna ait cevapları sürekli araştırıyorum. Neler göz ardı edilmiş olabilir? Çiftlerin, etkili iletişim kurmada daha başarılı olmalarına yardımcı olabilecek hangi teknikler veya öneriler eksik olabilir?" Dolayısıyla, terapisti olduğum ve terapide çalıştıkları sorunlar ne olursa olsun, birbirleriyle derinden bağlantı kurmakta zorlanmayan birkaç çifte odaklanmaya karar verdim. Gördüm ki bu çiftler, aralarındaki konunun zorluğundan bağımsız olarak, hem desteklenmiş hem de anlaşılmış hissettikleri bir iletişim yolunda açıkça uzmanlaşmıştı. Sonrasında da, iletişimde başarılı bu çiftlerin tutumlarını ve davranışlarını, daha az başarılı olanlarla karşılaştırdım. Böylelikle, evliliklerde ve ilişkilerde güçlü, derin ve etkin iletişim için gerekli olan 10 önemli özellikleri olduğunu tespit ettim. Bunlar; Evliliklerde Güçlü ve Etkin İletişim için 10 adım 1. İletişim Stoperleri Eşinizin, derin duygularını ve düşüncelerini sizinle paylaşmasını engelleme olasılığı yüksek olan, 8 yanıtlama şekli vardır. Eşlerimize ne kadar kötü hissettirdiğini anlamadan, bu cümleleri ve davranışları hepimiz kullanmış ya da hala kullanıyor olabiliriz. Bu kalıpları tanıdıktan sonra, onları bir daha kullanmayacağınızı umarım. Eşiniz duyulmaya ve anlaşılmaya ihtiyaç duyduğunda; Önemsizleştirmek – Sorununu veya deneyimini gereksiz ve/ya önemsiz kılmak. Diğer kişinin tarafını tutmak – Eşinizi desteklememek. Suçlamak – Eşinizi eleştirmek. Düzeltmek – Eşinizden talep gelmeden, duruma çözüm sunmak. İstenmemiş öneriler vermek – Eşinize nasıl davranacağını veya hissedeceğini söylemek. Şok – Eşinizin söylediklerine kızmak veya öfkelenmek. Tepeden bakmak – Durumu, sizin nasıl daha iyi halledebileceğinizden bahsetmek. Olumsuzluk – Sabırsız, sinirli veya iğneleyici yanıtlar vermek. 2. Tam Destek Pek çok insan, eşlerinin düşündüklerini ve/ya hissettiklerini destekledikleri takdirde, bunun onlarla otomatik olarak hemfikir olmak anlamına geldiğine inanırlar. Eşinize verdiğiniz destek, kişisel görüşünüz ile aynı olmak zorunda değildir. Duruma farklı bakış açısında olsanız bile, eşinizin nasıl düşündüğünü ve nasıl hissettiğini anlama konusunda empatik ve anlayışlı olabilirsiniz. Hatta siz ve eşiniz duygusal ve psikolojik desteğinizin hemfikir olduğunuz anlamına gelmediği konusunda anlaşırsanız, birbirinizin düşüncelerini ve duygularını desteklemek konusunda tamamen özgür olursunuz. Böylelikle, eşiniz duyulduğunu, anlaşıldığını ve desteklendiğini hissettikten sonra, gerekirse geri bildirim isteyip istemediğini sorabilirsiniz. 3. İzleme Eşiniz, söylemlerinin her birinin sizin için önemli olduğunu hissediyorsa, sizinle özelini paylaşmaya devam etmesi çok daha muhtemeldir. Eşinizin durumu daha iyi görmesine yardımcı olabilmek için, onu iyi izleyip her önemli ifadesini bir bulmacanın duygusal bir parçası olarak görmek önemlidir. İnsanlar, duygusal olarak sıkıntılı oldukları bir konuda konuştuklarında cümleleri tekrar etme veya mantıksal sıralamayı atlama eğilimindedirler. Bu sebepten, eğer eşinizin konuştuklarını toparlamasına destek olabilirseniz, bu ona çok yardımcı olacaktır. Notlar alabilir, dikkatli bir şekilde soru(lar) sorabilir veya düşüncelerini bir araya getirmelerine yardımcı olacak yorumlar yapabilirsiniz. 4. Varlık Acı verici veya korkutucu bir şeyi paylaşmaya çalışan herkes, karşısındakinin onu yeterince dinleyip dinlemediğini veya isteksizliğini anında anlar. İsteksizce dinlerseniz, eşinize yanıtlarınız küçümseyici, sabırsız veya duygusuz olacaktır. Eşiniz eninde sonunda, sizi sıktığını ya da duyulmadığını hissedecek ve konuşmayı otomatik olarak kısaltacak veya duyulmak için sizi zorlayacaktır. Eşinizin sinirlendiği, üzüldüğü veya çok fazla tekrara düştüğü zamanlarda, onu dinlemeye odaklanmak bazen zor olabilir. Özellikle de sorunun öznesi sizseniz, daha da zor olması muhtemeldir. Herhangi bir noktada savunmacı hissediyorsanız ve kendi tepkiselliğiniz nedeniyle, artık onu dinlemekte zorlanıyorsanız, konuşmaya devam etmeden önce dengelenmek ve toparlanmak için biraz zaman/alan isteyin. 5. Ritim İyi dinleyiciler, eşinin neden zorlandığını ve o anki ihtiyacını, kuruduğu iletişim şekliden anlar. Duyguları bastırmaya, konuşma ritmini bozmaya veya kelimelerin ifade edilme şeklini değiştirmeye çalışmazlar. Bazı insanlar, duygular derinleştikçe veya anlatılan konuya göre, bir tempodan diğerine geçerken yorulurlar. Eğer kendi iç ritminizi koruyup, aynı zamanda eşinizin temposuna da ayak uydurabilecek kadar esnek olabilirseniz, her ikinizin de rahat edeceği ve sonunda konunun özündeki gerçeklere beraber ulaşabileceğiniz daha rahat bir tempoya geçmelerine yardımcı olabilirsiniz. 6. Duygusal Antropoloji Karşısındaki kişi savunmasız veya muhtaç olduğunda, kendi düşüncelerinizi ve duygularınızı bir başkasına empoze etme fikri çok caziptir. Eşiniz derin duyularını veya düşüncelerini keşfetmeye çalışırken, kararsız ya da yönlendirilmeye ihtiyacı var gibi görünebilirler. Bu size onu yönlendirmek için bir davet gibi hissettirebilir. Böyle zamanlarda, eşinizle gerçekten ilgilenmek, zor durumun etkilerini, sonuçlarını ve eşinizin o anki duygu durumuna nasıl geldiğini anlamaya çalışmak özellikle önemlidir. Antropologlar, dünyayı aynı şekilde görmeseler bile, farklı kültürlere saygı duymanın ve onları desteklemenin ne kadar önemli olduğunu bilirler. Her insan, kendi başına bir kültürdür. Kişiler, eşlerinin gerçekliklerinin de kendilerininki gibi aynı kutsallıkla görülmesi gerektiğini hatırlamalıdır. 7. Zamanlama İyi dinleyiciler bile, çok hızlı cevap vermek, çok fazla şey söylemek, söz kesmek, konudan uzaklaşmak ya da hızlıca konuyu kapatmak gibi hatalar yapabilir. Kendi öncelikleriniz ve gündeminiz varken, üzüntülü ve duygusal biriyle konuşmak zorlayıcı olabilir. Herhangi bir konuşmada, kendi duygularınız anda kalmanıza izin vermiyorsa, bunalmış olduğunuzu ve/ya savunmaya geçmeye başladığınızı, eşinize kesinlikle söylemelisiniz. Sabırsız olduğunuzda, iyi bir dinleyici olmaya devam edemezsiniz. Böyle durumlarda, konuşmayı eşinizi gerçekten dinleyebileceğiniz bir zamana ertelemek her zaman daha iyidir. Ancak, eşinizin kendini değersiz ve terk edilmiş hissetmemesi için, en kısa zamanda konuyu tekrar açmanız önemlidir. 8. Yargılayıcı Olmayan Geribildirim Eşiniz güvende, duyulmuş ve hazır hissettiğinde ve sizi dinlemeye istekli olup olmadığını ona sorduktan sonra, yargılayıcı olmayan bir geri bildirimde bulunabilirsiniz. Eşinizin söylediklerinden anladıklarınızı (notlarınızı kullanarak) özetleyerek başlayın. Neye ihtiyaç duyduğunu düşündüğünüzü ve nere(ler)de hem fikir veya farklı bakış açılarında olduğunuzu onunla paylaşın. Ayrıca, duyduklarınız hakkında ne hissettiğinizi ve yanıtlarınızın onunla paylaşın. Deneyiminiz olumlu olmasa bile, duygularınızı özenli bir şekilde iletebilirsiniz. Bir dinleyici olarak nasıl olduğunuz hakkında geri bildirim isteyin. Neleri doğru ve nereleri yanlış anladığınızı sorun. Eşiniz, anlaşıldığını ve desteklendiğini hissediyor mu? Hangi açılardan? Sizin için iyi bir geri bildirimi var mı? Bunları öğrenin. 9. Sabır Sabır etmek, “sadece beklemek” değildir. Sabır etmek; duruma ilgiyle tamamen dahil olmaktır. O kadar ki, zamanın nasıl geçtiğini fark etmezsiniz. Eşinizi derinlemesine dinlerken tek arzunuz, sevdiğiniz için tam olarak “orada” olmaktır. Duygusal sabır; eşinize ve ihtiyaçlarına karşı her hangi bir kızgınlık, sabırsızlık veya sıkıntı hissetmeden, kendi gereksinimlerinizi bir süreliğine bir kenara bırakmak konusunda kesinlikle istekli olmanız anlamına gelir. Ve bunu yapmaktan onur duyarsınız. Bu idealist görünebilir, ancak duygusal veya acı verici bir şeyi paylaşan çoğu insan, gerçekten dinlemek isteyen biriyle konuşabilmenin tam olarak ne demek olduğunu bilir. Eşinizi derinden anlayıp gerçek bir iletişim kurduğunuz zaman dinleyici olarak ödülünüz, konuşup özelini paylaşan eşinizinki kadar kıymetli olacaktır. 10. Ağ Dokuma Bu yetenek, büyük bir iletişimcinin gerçek sanatıdır. Acı çeken, olumsuz duygularını ifade etmeye çalışan insanların cümleleri, genellikle dağınık olur veya anlamlı ifadeler kullanamayabilirler. İyi bir dinleyici, eşinin geçmiş ifadelerini bir ağ gibi dokur, onları şimdiki zamanla ilişkilendirir ve geleceğe taşır. Bunu yapmak için, geçmişten gelen ipuçlarını toplayıp, onları o kişi hakkında zaten bildikleriyle birleştirmelidir. Duygusal destek, doğru dinleme, izleme, ritim, ilgi ve varlık derecesinin oluşan bir kombinasyonu kullanmak, eşinizin konuşmasının özündeki asıl mesaja yaklaşmasına etkili bir şekilde yardımcı olur. Ağ dokumak, eşinizin geçmişinin, şu anını nasıl etkilediğini anlamasına da yardımcı olur. Ayrıca, iyi sonuç vermemesine rağmen tekrarladığı davranış/düşünce kalıplarını görmesini sağlayıp, gelecekte bu kalıpları devam ettirmemesini muhtemel kılar. Dikkat, eşinizin paylaşımları yüzünden kendini sıkışmış ya da yargılanmış hissetmemesini sağlamak da çok önemlidir. Ne kadar iyi iletişim kuruyorsunuz? Aşağıda, eşinize desteğinizi nasıl ilettiğinizi değerlendirmenize yardımcı olmak için hazırlanmış, basit bir test mevcuttur. Test sonuçlarınız umduğunuz gibi çıkmazsa, rahatsız olmayın. Zaman içinde pratik yapabilir ve testi tekrarlayıp puanlarınızı karşılaştırabilirsiniz. Ve elbette, özenle dinlenip aynı şekilde davranılmayı herkes gibi hak ettiğiniz için, bu makaleyi eşinizle de paylaşabilirsiniz. Sorulara yanıtlarınızı aşağıdakilere göre puanlayın: 1 = Asla 2 = Nadiren 3 = Arada sırada 4 = Sıkça 5 = Çoğu zaman Eşimin konuşurken, duyulma isteğine iletişim stoperleri olmaksızın yanıt veriyorum. ____ Eşimle hemfikir olmasam bile destekleyici oluyorum. ____ Eşimin paylaştığı düşünce ve duyguları iyi izleyip takip ediyorum. ____ Eşim önemli bir şeyden bahsederken pür dikkat dinliyorum. ____ Eşimin ifade ritmini bozmadan, kendi ritmimde kalabiliyorum. ____ Kendi fikrimi ve/ya çözümümü, eşime empoze etmeye çalışmadan onu dinliyorum. ____ Eşimin zamanlamasına saygı duyuyorum ve destekliyorum. ____ Açık ve yardımcı olabilecek geri bildirimler veriyorum. ____ Eşimi dinlerken kızıp içerlemeden, gerekli duygusal sabrı gösteriyorum. ____ Eşimin geçmişini, bugününü ve geleceğini onun için dokuyorum. ____ Şimdi puanlarınızı toplayın ve ne kadar iyi iletişim kurduğunuzu öğrenmek için aşağıdaki göstergeyi kullanın. 1 – 19 Puan : Daha iyi bir iletişimci olmak için çalışmalısınız ki eşiniz sizinle önemli şeyler hakkında konuşmaya istekli olsun. 20 - 39 Puan : Eşiniz için “orada” olmaya çalışırken, kendinize tutunmakta zorlanıyorsunuz, ancak bunu nasıl yapacağınızı öğrenmekten vazgeçmediniz. 40 - 59 Puan : Eşiniz için “orada” iken, kendi ihtiyaçlarınızı bir kenara bırakma konusunda, gün geçtikçe daha iyi oluyorsunuz. 60 - 79 Puan : Eşinizin ihtiyacı olan, açık ve savunmasız olabildiği alanı eşinize veriyorsunuz. 80 - 100 Puan: Tebrikler, harika bir iletişimcisiniz! Bu dünyanın yararına, sizi kopyalamak gerekiyor. Birbirini içtenlikle sevenler arasındaki iletişim, her zaman kırılgan bir süreçtir. Ancak, eşinizin kendini savunmasız hissedebileceği, ona acı veren veya korktuğu bir şeyi sizinle paylaşması gerektiğinde, bu 10 yolu öğrenip ustalaştığınız takdirde, büyük ödülünüz; çok kısa zaman içinde, duygusal olarak çok daha yakın ve doyurucu bir evlilik ilişkisi olacaktır. Kaynakça; The Ten Qualities of Great Communicators (Randi Gunther Ph.D., Psychology Today) Çeviri: Yaşantı Psikoloji Kategori: İlişkiler Geri Dön